Osmanlı döneminde Şeyhülislam Ebussuut’tan Kadızade Birgivi’ye kadar “müzik haramdır” diyenler oldu, fetvalar verildi.
Peki, işin aslı öyle mi? İslam’da müzik sahiden de haram mı?
Soner Yalçın “Tağut- Kutsal Aldanışın Soyağacı” adlı kitabında konuya açıklık getirdi. İşte kitaptan ilgili bir bölüm:
“…İsmail Ankaravi dedi ki: ‘Allah’ın yardımı ve inayetiyle biz deriz ki, bu fetva batıldır, çürüktür. O fetvaya göre İmam Şafi, Sühreverdi, Kaşani, Ebu TalipMekki ve Hz. Mevlana gibi sultanları kâfir saymak icap eder. Çünkü bunlar raks ve semâ caiz görüp ibadet ve fazilet addetmişlerdir.’
İmam Gazali bile “İhya-u Ulûm’İd-Din” kitabının sekizinci cildinde -ihtiyat payı bıraksa da- “musiki/semâ helaldir” diye yazdı.
Tartışmalar hep sürse de bestekârlar üretmeye hep devam etti. Ahmet Say, Anadolu’da bilinen ilk tasavvuf müziği bestecisinin Mevlana’nın oğlu Sultan Veled olduğunu yazdı. Dinsel müziğin günümüze eserleri ulaşan ilk bestecisi ise, Hacı Bayram Veli idi.Keza Koğacızade Şeyh Mehmet,Bezcizade Muhyiddin, Zakirbaşı Şaban Dede, Evliya Çelebi, Hafız Post, Itri,Nayi Osman Dede, Yahya Nazım, Hafız Yusuf Çelebi, İbrahim Ağa, Şeyh Mehmet Tului, Çalakzade Şeyh Mustafa, Halefizade Tahir, İsmail Dede Efendi, Ali Nutki, Sadık Efendi gibi nice bestekar unutulabilir mi?
Medreselerde olmasa da, Osmanlı Sarayı Enderun Mektebi’nde “Meşkhane” adlı müzik dersi vardı. Biz 21’inci yüzyılda Mozart -Beethoven dinlemeyi, “Müzik haramdır” sözünü tartıştık.”
MOZART- BEETHOVEN VE OSMANLI SARAYLARI
Bir ara çok gündemdeydi klasik müzik konusu.
Peki, Osmanlı saraylarında durum neydi? Kitapta yine çok önemli bilgiler mevcut:
“İşte Mozart… 1775’de, Türk konçertosu olarak bilinen 5. Keman Konçertosu’nu yazdı. 1778’de, Türk Marşı olarak bilinen Piyano Sonatını yazdı. 1780’de, konusu Osmanlı Sarayı’nda geçen Zaide Operası’nı yazdı. 1782’de, Selim Paşa’nın yazlık sarayında geçen Saraydan Kız Kaçırma Operası’nı yazdı.
İşte Beethoven… 1811’de, Atina Harabeleri’ni mehterden ve Mevlevilerden etkilenerek yazdı. Bunun içinde “Türk Marşı” bölümü var. 1824’de, -bugün Avrupa Birliği’nin resmi marşı olan- Dokuzuncu Senfoni’nin finalindeki armoni ve ritmi mehterden etkilenerek yazdı. Besteci, Dokuzuncu Senfoni’yi, “Türk işi müzikli Almanca senfoni” diye tanımladı. Mehtersiz Mozart-Beethoven tarihi yazılabilir mi? Padişah dinledi Mozart-Beethoven’ı. Halife dinledi Mozart-Beethoven’ı. Cumhurbaşkanları, Başbakanlar, Bakanlar dinledi Mozart-Beethoven’ı. “
İslam’ın gerçekte müziğe bakışı nedir? Gelin, biraz daha eskiye gidelim…
“Ne yazık ki en kafa karıştırıcı meselelerden biri İslam’ın müziğe karşı tutumu. Yüzyıllardır fakihler/fıkıh âlimleri, müzik dinlemenin (semânın) caiz olup olmadığı yönünde görüş bildirdi. Kuran’da müzik hakkında yasaklayıcı kınayıcı söz bulunmuyorken bu sorunun nasıl ortaya çıktığını kavramak kolay değil. Hz. Muhammet’e atfedilen o kadar farklı sözler-anlatımlar var ki için içinden çıkılamıyor. Örneğin, Câbir b. Abdullah, Hz. Muhammet adına bir hadis imal etti: “İblis ilk ağıt yakan ve ilk şarkı söyleyendi!” (Günümüz Türkiye’sinde ne çok uydurukçu Cabir var!) Kuran ne diyor: “De ki: Allah’ın kulları için çıkardığı ziynetleri ve tertemiz rızıkları kim haram kılmış?” (A’râf, 30)
Kafa karışıklığı çıkarılmasının çeşitli sebepleri var kuşkusuz. İslam’dan önce pagan inanıcının hâkim olduğu Arap yarımadasında şiirler-şarkılar toplumsal kültürün vazgeçilmeziydi. Hz. Muhammet bu kültürü toplumsal direnişe uyarladı. Pagan festivalleri İslam tarafından güzel görülerek uyarlanıp yeni yaptırımlar altında kabul edildi. Örneğin, Pagan hac ilahileri “meşrulaştırıldı” ve beraberlerinde şahin (ney) ve vurmalı tabla gibi müzik aletlerini çalmak bile “caiz” oldu. Hz. Muhammet müziğin gizemli gücünün farkındaydı hep. “
Soner Yalçın Tağut- Kutsal Aldanışın Soyağacı kitabında İslam adına “Müzik haramdır” hurafelerini uyduranlara çok ciddi sorular yöneltiyor:
“Hz. Muhammet Medine’ye hicret ettiğinde Beni Neccar kabilesinin kızları ellerinde defler ile şiirler – şarkılar söyleyerek onu karşılamadı mı?
Hz. Muhammet, Hz. Ayşe’nin yardımcısı kızın düğününe Medineli Müslüman şarkıcı Zeynep’i göndermedi mi?
Hz. Muhammet, düğünde defle şarkı söyleyen Ümmü Nebit’e eşlik etmedi mi?
Hz. Muhammet, Furay’a binti Muavviz’e düğünlerde şarkı söyleme izni vermedi mi?
Hz. Muhammet Mescid-i Nebevi’de Sudanlıların mızrak oyununu seyretmedi mi? Bir bayram günü milli oyunlarını oynayan bir Habeş kadını izlemeye Hz. Ayşe ile birlikte gitmedi mi?
Hz. Muhammet, evinde Buas günü şarkısı söyleyen iki genç cariyeyi susturmak isteyen Hz. Ebubekir’i engellemedi mi?
Hz. Muhammet, sevdiği şairi Hasan b. Sabit’in uduyla şarkı söyleyen cariyesi Şirin’i dinlemedi mi?
Hz. Muhammet, “nikâhı def çalıp kutlayın” demedi mi?
Hz. Muhammet, düğünde eğlenen kadınlara “insanların en sevimlisisiniz” demedi mi?
Hz. Muhammet, “eğlenceye düşkün genç kızlara anlayış gösterin” demedi mi?
Hz. Muhammet’in, İslam’ın ilk müezzinine “Ey Bilal, bize bir gazel oku” dediği nasıl bilinmez mi?
Enes b. Malik’in naklettiğine göre Hz Muhammet seyahat esnasında ondan hudâ (kervan şarkısı) söylemesini istemedi mi?
Hz. Muhammet’in huzurunda şarkı söyleyen Amr b. Ümeyye’nin Evliya Çelebi’nin “Seyahatname” eserinde bile adı geçmiyor mu? Hz. Ali ve Hz. Fatıma’nın düğününde def çalmadı mı? Tüm def çalanlar onu pir kabul etmez mi?”